May 01 2023 32 mins
“Ankara’da steril bir ortamda iş yapıyorsun bir kere. Çok fazla ayak oyunu olmaz.. İşler haber üzerinden devam eder, en fazlası haber atlatmaktır. İstanbul ‘da ilişkiler üzerinden yürüyor sistem. Bir takım yapılanmalar oluşuyor, o yapılanmalar seni kabul etti etti etmedi, onun üzerinden olumsuzlukla karşılaşabiliyorsun ya da yolun açılabiliyor. Kendi yetersizliklerini bilen insanlar seni tehdit olarak görüp ona göre hareket edebiliyor.”
15 ile 5 milyonluk iki kentin gazeteciliği burada gazeteci Yavuz Oğhan tarafından kıyaslanan. İnsan ilişkilerinin bir ağ vazifesi görmesi beklenebilir ama Yavuz’un anlattığı bu hikaye yine de gazetecilerin tanıyacağı bir içgörü. Pandora’nın kutusu gibi. Belki bir ara konuşabiliriz. Konunun diğer tarafına geçersek; Kendisi tam bir Ankaralı İstanbul’lu gazeteci karması. Hem iki şehrin gazeteciliğini hem de mesleğin dönüşümünü anlatmak için uygun isimlerden biri.
Türkiye Büyük Millet Meclisi aslında bir Türkiye editörü. Ülkenin işleyişi, gideceği yön ve yapıya Meclis karar veriyor, hatta “aşk bile Meclis’ten geçiyor.” Bu program serisi gazetecilik özgürlüğüne vurulan darbelerle bir dönüşüm içindeyken dönüşümün şekillendiği yerde duran Ankara Gazeteciliğini konuşarak araştırıyor.
Podcasti Devam Filmi’nde Türkiye’yi gazeteci perspektifiyle protestolar üzerinden "dinleyen" Seçil Türkkan kulağını bu kez bir başka ‘direnişe’ çeviriyor ve “Nedir bu Ankara Gazeteciliği?” sorusunu soruyor, mesleğin hasar tespitini yapıyor.
Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices