Nov 18 2021 37 mins
Ankaralı gazeteciliği soruşturduğumuz serimizin bu bölümünde gazeteci
Gülsen Solaker konuğumuz.
Solaker’le önce coğrafyanın mesleğe etkisini konuşuyoruz.
havalı bir şehir, gazetecileri de bu nedenle “önde” olmayı seviyor, ama
Ankaralı gazeteciler bir tık geri planda. Şehrin de İstanbul’un bir tık
gerisinde olması gibi. Katılır mısınız?
Solaker kariyerinde AA, Milliyet, Reuters gibi köşe taşlarını görmüş bir
gazeteci, bugünlerde ise DW’ye freelance haberler yazıyor.
Kurumsallıktan sonra her an her konuya ayak uydurması gereken bu yeni
yaşantısı onun için bildiği alandan, parlamentodan bir tık uzaklaşmış
olmayı getiriyor. Bu onun hikayesi olsa da, aslında gazeteciliğin içinde
olduğu bir dönemi özetliyor. Kurumsaldan freelancerlığa bizim hikayemiz.
Medya eridikçe, kurumsallıktan kaçmak belki de en iyi çözüm haline geliyor.
Öne çıkan aklında kalan hikâyesini ise Erdoğan’la yaşamış Solaker.
Erdoğan’ın meşhur “kızlı erkekli aynı evde kalmalarına izin
vermeyeceğiz” açıklamasından sonra, bunu teknik olarak, hangi yasayla
yapacaklarını yani hukuki zeminini sormuş. Zira Ankara gazeteciliği
biraz da işin tekniğini gerçekten bilmek ve aktarmak demek. Ona göre
İstanbullu gazetecilerin hükümetin her açıklamasına feveran etmesinin
temel nedeni de bu.
Erdoğan’dan kızgın bir yanıt almış böylece; Siz kızınızın bir erkekle
aynı evde kalmasına izin verir misiniz?
Devam Filmi, yayında.
Learn more about your ad choices. Visit megaphone.fm/adchoices