der ya Kitap Kulübü ile Neksus


Episode Artwork
1.0x
0% played 00:00 00:00
Feb 02 2025 49 mins   1

Kitap Kulübü’müzün 49uncu buluşmasında Yuval Noah Harari’nin “Neksus:Taş Devri’nden Yapay Zeka’ya Bilgi Ağlarının Kısa Tarihi” adlı kitabını konuştuk.

Önce şu temel soruyu sormama izin verin: Daha çok bilginin bizi önünde sonunda doğruya ve iyiye götüreceğine mi inanıyorsunuz, yoksa daha fazla bilginin güç olduğuna, bunun da önünde sonunda balyoz gibi kullanılacağına mı inanıyorsunuz?

Kitabın arka kapağındaki 6 cümlelik tanıtım yazısı hem kitabın hem de medeniyet tarihimizin iyi bir özetini oluşturuyor: Hikayeler bizi birleştirdi. Kitaplar düşüncelerimizi ve mitolojilerimizi yaydı. İnternet bize sonsuz bilgiyi vaat etti. Algoritma sırlarımızı öğrendi. Sonra da bizi birbirimize düşman etti. Peki yapay zeka ne yapacak?

Öncelikle sürprizi bozma pahasına söyleyelim, kitapta bunun net bir yanıtı yok. Daha doğrusu senaryolar var. Teknolojinin deterministik olmadığını, yani bize bir kader dayatmadığını, sonucu seçimlerimizin belirleyeceğini söylüyor.

Harari’nin önceki kitaplarından, insanlığın büyük işbirliği ağları kurarak muazzam bir güç elde ettiği anlatısını biliyoruz. Ancak internet ve özellikle de sosyal medya sayesinde bu ağların bizi yanıltıcı bilgilere ve yanlış yönlendirmelere de açık hale getirdiğini, dolayısıyla da bunun yanlış bilgilere dayalı tehlikeli hareketlere de zemin hazırlayabileceğine dikkat çekiyor. Kitapta bir çok yerde demokratik ve totaliter yönetimlerin karşılaştırması ve tanımlaması yapılırken Türkiye’nin yeri ve halleri de gözünüzde canlanıyor. Kitap, yapay zekânın yükselişiyle birlikte, bilgi ağlarının doğasında temel bir değişimin meydana geldiğini savunuyor. Harari, yapay zekanın sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, insan özerkliğini tehdit eden ve insan olmanın anlamını yeniden tanımlayabilecek riskler barındıran bir güç olduğunu belirtiyor. Yapay zekanın veya algoritmanın bir çok gündelik konuda bizim yerimize karar aldığını kondurmasak da artık biliyoruz. Bu gidişle çok daha hayati konularda karar almayı bırakmamız işten bile değil, son kararın bir insanda olduğu (ya da öyle göründüğü) durumlar dahil.

Toplantıya katılan arkadaşlarda benzer ve farklılaşan izlenimler bırakmış kitap. Yeni bir şey söylemediğine dair hayal kırıklığı, bazılarımızı çok düşündürerek sayfalarca notlar aldırmış. Hemen herkesin hem fikir olduğu ise Harari’nin iyi bir hikaye anlatıcısı olduğu ve kitabın kolayca okunduğu, daha önce duymadığımız hikayelerle bezenmiş olduğu. Bence okunmaya değer bir kitap, çünkü medeniyetimiz için bir yol ayrımında olduğumuz noktada bir kroki niteliği taşıyor.

Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım:

(03:11) Alim Küçükpehlivan, (07:30) Murat Yaman, (10:33) Uğur İyidoğan, (14:11) Gökberk Bilgin, (17:43) Suat Soy, (19:55) Hatice Ergüven Doydum, (23:17) Yasemin Karakaya, (27:20) Halime Özben Hacı, (29:14) Aydan İrem Sungur, (31:54) Erkil Bağlan, (36:33) Dilek Geçit, (37:27) Bahadir Balibaşa ve (42:32) Yavuz Abut

Support the show